Tüketicilerin ihtiyaç ve talepleri gün geçtikçe artıyor. Bir çok üreticinin olduğu bu ticari pazarda müşteri ihtiyaçlarına karşılık verebilmek için farklı olmak gerekir. Çünkü bu fark hedef kitlenize hissettirmez yada açıklayamazsanız diğerlerinden farksızsınız demektir. Ürünlerinizdeki farkı hedef kitlesine sunmanın en iyi yolu reklamdır.
Ama bu demek olmuyor ki ,bu pratik yol bizi her zaman istediğimiz hedef kitlesine ulaştırıyor. Bazen bir takım problemlerle ,tepkilerle karşı karşıya kalınabiliyor. Eleştirilere maruz kalan, hedef kitleye ulaşmayan bir boya reklamını size örnek olarak gösterebilirim. Renklerin dünyası ^DYO BOYA^. Hatırlarsınız, bir reklamında bukalemunu simge olarak kullanmıştı.Fakat bukalemunu simge olarak kullanmak onların hiç işine yaramadı.Bir sürü şikayetlerle, tepkilerle karşı karşıya kaldılar. Hepimiz bukalemunun renk değiştirme özelliğini biliyoruz ve bu reklamda bukalemun dyo boyanın renkleri üzerinde gezip,hangi rengin üzerinde duruyorsa o rengi almaya çalışıyor ama bir türlü beceremiyor ve en sonunda bukalemun çatlıyor.Verilmek istenen mesaj, bukalemun istediği her renge girebilir ama dyo boyanın renklerini tutturamaz.Fakat bunu anlamayan boyacılardan şöle bir tepki geliyor.^Bu sıçan niye renk değiştiriyor^? Müşterilerden de şöle bir tepki geliyor , ki bu müşterilerden kastım anneler ^Bukalemun çok çirkin ,çocuklar yataktan ağlayarak kalkıyorlar bu reklam kaldırılsın.^ Bu tepkilerin sonucu Rtük’e şikayet geliyor ve reklam yayından kaldırılıyor.Benim fikrim ise , gayet iyi ve yaratıcı bir reklamdı. Bukalemunu da simge olarak göstermeleri ilgi çekici. Gelen eleştiriler ise bana göre saçma. Dikkatimi çeken nokta ise, kime sorsam bu reklamın hatırlanması.^Akılda kalan bir reklam^ Bize yada başkalarına göre iyi bir reklam olabilir ama burada önemli olan nokta hedef kitleye ulaşıldı mı yoksa ulaşılamadı mı? İste bu reklamda da görüldüğü gibi pazarladığı ürünün reklamı hedef kitleye ulaşmadığı için piyasada başarısız oldu ve boya satişlarında bir artış olmadı.Buda kendini bu reklamla iyi pazarlayamadığının göstergesidir. Yani , kısacası reklamın ne kadar iyi olduğunu düşünürsek düşünelim , yada ne kadar yaratıcı olduğunu düşünürsek düşünelim hedef kitleye ulaşmadıktan sonra bir anlamı yok.Önemli olan, seslenilmek istenilen hedef kitle kim? Ve o hedef kitleye uygun reklam yapmak,BU DA GERÇEKTEN ZOR BİR İŞ....
2 yorum:
Bu da işte pazar araştırmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Her ne kadar bizim firmalarımızın araştırmaya harcayacak parası olmasa da(!)
Bu arada ben o reklamı görmedim hiç.
Merhabalar,
DYO Bukalemun TV filmine
www.aylinbasar.com/awards.htm adresinden ulaşabilirsiniz. Portfolyomu hazırlarken DYO Bukalemun ile ilgili yorum ve dökumanları toparlamak için internette dolaşıyordum. Yazılarınızı okudum. Üzerinden 8 sene geçmesine rağmen DYO Bukalemun'un hatırlanıyor olması fikrin yaratıcısı olarak beni çok memnun etti. Hedef kitleye ulaşamadığını hesaba katmazsak elbet. Çok özür dilerim gerçi sormadınız ama kısaca fikrin nasıl ortaya çıktığından söz etmek istiyorum. DYO için bir image filmi yapmamız istenmişti. DYO'nun (rakiplerince) taklit edilemez geniş bir renk skalası vardı ve bu filmde o zamanlar çok popüler olan Yılmaz Erdoğan'ın oynatılması istenmişti. Metin yazarı arkadaşımın 20'ye yakın senaryo yazdığını, bir türlü Yılmaz Erdoğan'ın onayından geçmediğini ve sonunda Erdoğan'ın projeden çekildiğini hatırlıyorum. Arkadaşım küfürler yağdırıp insanlardan nefret ettiğini dile getirince de o an 'Sen de hayvanlar üzerine yaz senaryonu' deyiverdim. Kısa süre içinde kafamdan geçenler şuydu... Hayvanlar aleminde renkle ilintili hangi hayvanlar olabilirdi? Balıklar dünyası kullanılmıştı. Tavuskuşu eblek geldi bana, uygun düşmez diye düşündüm. Sonunda... Evet Bukalemun! Niçin olmasın? DYO renk paleti üzerinde dolaşacak, renk değiştirecek, gittikçe zorlanacak ve sonunda DYO renkleriyle başedemeyip yenik düşecekti. Doğa bile baş edemiyordu DYO Renk Pınarı'yla. Dile getirdiğimde, arkadaşıma bunları kağıda dökmek kalmıştı. Sonrası malum, story board, müşteri onayı ve İngiltere'de animasyon. Seslendirme aşamasında da Image Studio'da dublaj sanatçısını beklerken sanatçıya örnek olsun için iki deneme yaptım. Bunlardan bir tanesi inceltilip kullanıldı. Hatta filmin sonundaki öksürüğümü de atmadık. Müşteri benim seslendirdiğim alternatifi tercih edince sesim kullanılmış oldu. Sonuçta 2000 EPICA Finalisti, 2001 Kristal Elma ve RTÜK ile kapattık bu senaryoyu. DYO'yu bilmem ama illustrator eşim ve ben hariç filmin künyesinde yer alanlar Hedef Kitlelerine de Hedef'lerine de ulaştılar :) Ben ise bu sektörde yıllarca yaratıcı fikirler verdim. Kullanıldı... Kullanıldım! İsmim, esamem okunmadi. Sonuçta derler ya sıtkım sıyrıldı. 3 yaşındaki oğlumunda geleceğini düşünerek 2007'de ailecek Kanada'ya göçtük. Şu anda bir yandan sektörle alakasız 'survival' bir işte part time çalışıyor bir yandan da buradaki reklam sektöründe iş arıyorum. Bir de buraya bakalım, Sezar'ın hakkını kime veriyorlar görelim? Bu arada, bilginiz olsun Kanada'da 'Resume' başlı başına bir olay! İki aydır üzerine çalışıyor ve kursuna devam ediyorum. Sizleri rahatsız ettiğim için çok özür dilerim. Fakat yazmadan edemedim. Sağlıcakla kalın...
Yorum Gönder